May bezden ayakkabılarını çıkarıp eline aldı ve gölün kıyısına oturdu. Arizona Devlet Lisesi'nde olağan bir akşamdı. Dışarıdan gayet normal görünen öğrenciler voleybol ya da frizbi oynuyor veya sohbet ediyorlardı. Her zamanki gibi sıcak bir gündü, ılık bir meltem olmasa hiç çekilmezdi dışarısı. Bir öğrenci elindeki şişe suyu yere dökerken dondurdu ve minik bir buzdan gölcük oluşturdu. Birkaç kişi üzerinde kaymayı denerken May uzaktan onları izliyordu. Birkaç öğrenci popolarının üzerine düşerken kahkahalarla güldü. Sıradan bir akşamda bile eğlenmek o kadar kolaydı ki. Ayaklarını gölün serin suyuna soktu ve derin bir oh çekti. Ayaklarını ileri geri oynatıp öğrencilerin yaptığı maskaralıklara bakarken gözüne bir şey ilişti. Buzdan minik gölün çevresine toplanmış kalabalığın arkasında bir hareket vardı. Ayaklarını sudan çıkardı ve ayağı kalktı. Ellerine ayakkabılarını alıp koşmaya başladı. Biliyordu ki bu onun meselesi değildi, karışmak anlamsızdı ama olayı o kadar merak etmişti ki kendini tutamamıştı.
Neler olduğuna bakmak için bir ağacın arkasına gizlendiğinde meseleyi hemen anlamıştı. Bir grup serseri tipli öğrenci toplanmış ve onlardan biraz uzaktaki bir kızı rahatsız ediyorlardı. Birisi gözlerini kısıp kıza odaklandığında bile kız başını tutmuş ve yere çökmüştü. Bu olurken çocukların kızdan özellikle uzak durduğunu fark etmişti May. Kıza yaklaşmak tehlikeliymiş gibi. Serserilerin içlerinden bir tanesi cebinden bir çakmak çıkardı ve alevini büyüttü. Onu kızın üzerine yollayacağından korkmuştu. Yaptığı şey tam bir delilikti ama bunu yapması gerekiyordu.
"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz!" diye bağırdı May. Hepsi kıza döndü. Dört kişilerdi ve hiçbirinin bakışları da dostane değildi. Yavaşça kızın yanına doğru geriledi, çocuklar beni takip etmedi. İçinden bir ses kıza yaklaşmanın iyi bir fikir olmadığını söylüyordu ama May'in onun tarafında olduğunu anlardı değil mi?
Çocuklara göz dağı verircesine önünde durdu kızın. Serserilerin korkacağını umuyordu çünkü gücünü kullanmak istemiyordu. Ona gerçekten acı veriyordu ve şimdilik sadece tek bir kişi üzerinde kullanabiliyordu. Bunun ötesinde gerçekten izlemesi dehşet verici bir olaydı. "Biraz daha yaklaşırsanız sizin için gerçekten kötü olacak, uyarayım." İşe yaramamıştı. Tamam, bunu onlar istemişti. Elinde çakmak olan çocuğu hedef aldı ve kızın ondan korkup kaçmayacağını umdu.
Neler olduğuna bakmak için bir ağacın arkasına gizlendiğinde meseleyi hemen anlamıştı. Bir grup serseri tipli öğrenci toplanmış ve onlardan biraz uzaktaki bir kızı rahatsız ediyorlardı. Birisi gözlerini kısıp kıza odaklandığında bile kız başını tutmuş ve yere çökmüştü. Bu olurken çocukların kızdan özellikle uzak durduğunu fark etmişti May. Kıza yaklaşmak tehlikeliymiş gibi. Serserilerin içlerinden bir tanesi cebinden bir çakmak çıkardı ve alevini büyüttü. Onu kızın üzerine yollayacağından korkmuştu. Yaptığı şey tam bir delilikti ama bunu yapması gerekiyordu.
"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz!" diye bağırdı May. Hepsi kıza döndü. Dört kişilerdi ve hiçbirinin bakışları da dostane değildi. Yavaşça kızın yanına doğru geriledi, çocuklar beni takip etmedi. İçinden bir ses kıza yaklaşmanın iyi bir fikir olmadığını söylüyordu ama May'in onun tarafında olduğunu anlardı değil mi?
Çocuklara göz dağı verircesine önünde durdu kızın. Serserilerin korkacağını umuyordu çünkü gücünü kullanmak istemiyordu. Ona gerçekten acı veriyordu ve şimdilik sadece tek bir kişi üzerinde kullanabiliyordu. Bunun ötesinde gerçekten izlemesi dehşet verici bir olaydı. "Biraz daha yaklaşırsanız sizin için gerçekten kötü olacak, uyarayım." İşe yaramamıştı. Tamam, bunu onlar istemişti. Elinde çakmak olan çocuğu hedef aldı ve kızın ondan korkup kaçmayacağını umdu.